Dürüstlük ile ilgili Hikaye Örnekleri (Kısa)
Dürüstlük ile ilgili Hikaye Örneği 1
Bir köyde yaşayan küçük bir çocuk vardı. Adı Mehmet’ti. Mehmet’in en büyük özelliği, her zaman dürüst olmasıydı. Bir gün, komşularından biri bahçesinde altın renginde parlayan bir bilezik buldu. Köylüler arasında fısıltılar dolaşmaya başladı: “Acaba kim aldı, kim saklıyor?”
Tesadüfen o gün Mehmet, yolda yürürken yerde bu bileziği görmüş ve alıp hemen muhtarın evine götürmüştü. Köylüler toplanıp kimin aldığını tartışırken muhtar bileziği elinde gösterdi ve, “Bunu bana Mehmet getirdi” dedi. Herkes şaşırdı, çünkü Mehmet kolayca bileziği saklayabilirdi.
Muhtar, Mehmet’e dönerek,
“Neden bunu bana getirdin evladım?” diye sordu.
Mehmet ise gülümseyerek,
“Çünkü bana ait olmayan hiçbir şey bana mutluluk vermez. Mutluluk ancak dürüstlükten doğar” dedi.
O günden sonra köyde herkes, küçük Mehmet’i sadece sevimli bir çocuk olarak değil, aynı zamanda “dürüstlüğün sembolü” olarak tanımaya başladı.
Dürüstlük ile ilgili Hikaye Örneği 2
Bir sabah Ali, okul yolunda kaldırım kenarında bir cüzdan buldu. İçinde kimlik, birkaç kredi kartı ve epeyce para vardı. Bir an için düşündü: “Bu parayla istediğim bisikleti alabilirim.” Ama hemen sonra içinden bir ses ona dürüst olmasını söyledi.
Ali cüzdanı alıp doğruca en yakın karakola götürdü. Polis memuru cüzdanı kontrol etti ve sahibine ulaştı. Akşamüstü, cüzdanın sahibi yaşlı bir amca Ali’nin kapısına geldi. Gözleri dolmuştu.
“Evladım, bütün emekli maaşım o cüzdandaydın. Eğer sen dürüst davranmasaydın, ne yapardım bilmiyorum.” dedi.
Ali ise gülümseyerek,
“Ben sadece doğru olanı yaptım. Dürüstlük, paradan daha değerlidir” diye cevap verdi.
Yaşlı amca ona sıkıca sarıldı ve köyde herkes Ali’nin bu davranışını konuştu. Ali o gün, dürüstlüğün sadece başkalarını değil, insanın kendi kalbini de zenginleştirdiğini anlamıştı.
Dürüstlük ile ilgili Hikaye Örneği 3
Bir çiftçinin üç çocuğu vardı. Günün birinde çiftçi, onlara sepetteki elmaları gösterdi ve,
“Herkes bir elma alabilir, ama sakın gizlice fazlasını almayın” dedi.
Akşam olduğunda çiftçi sepete baktı. İki çocuk birer elma almıştı, fakat en küçükleri Hasan hiç elma almamıştı. Çiftçi şaşırarak sordu:
“Oğlum, neden sen elma almadın?”
Hasan başını öne eğdi ve,
“Babacığım, elmaları paylaşırken kimse beni görmüyordu. Ama ben kendimi görüyordum. Dürüst olmak, yalnız başınayken bile doğruyu yapmaktır” dedi.
Çiftçi bu cevabı duyunca gururla gülümsedi. O günden sonra Hasan, ailesinde ve köyünde “dürüstlüğün sesi” olarak anıldı.