Hoşgörü ile ilgili Hikaye Örnekleri (Kısa)

Ayşe Durmuş 374 Okuma Süresi: 4 dk Hikaye Örnekleri
Hoşgörü ile ilgili Hikaye Örnekleri (Kısa)

Hoşgörü ile ilgili Hikaye Örneği (1)

Bir zamanlar küçük bir köyde Ali adında bir çocuk yaşardı. Ali çok meraklı, fakat biraz da aceleciydi. Bir gün okuldan çıkarken, arkadaşının yeni aldığı defteri yanlışlıkla yere düşürdü ve kapağı çizildi. Arkadaşı Mehmet, defterini eline alıp öfkeyle,

— “Neden dikkat etmedin Ali? Hep acele ediyorsun!” dedi.

Ali utanarak başını eğdi:
— “Özür dilerim Mehmet, gerçekten istemeden oldu.”

O sırada yanlarına öğretmenleri Hatice Hanım geldi. Çocukların yüz ifadelerini görünce ne olduğunu anladı. Gülümseyerek,
— “Biliyor musunuz çocuklar, hoşgörü kalbimizin en güçlü erdemlerinden biridir. Bazen insanlar hata yapar ama onları anlamak, bağışlamak bize de huzur verir,” dedi.

Mehmet, öğretmeninin sözlerini düşündü. Defterindeki küçük çizik aslında o kadar da önemli değildi. Ali’nin üzgün olduğunu gördü ve gülümseyerek,
— “Tamam Ali, sana kızmadım. Önemli olan niyetindir, dikkat etmeye çalış yeter,” dedi.

Ali derin bir nefes aldı, yüzü aydınlandı. O günden sonra ikisi daha yakın dost oldular. Köydeki herkes, küçük bir hoşgörünün bile dostlukları güçlendirdiğini gördü.


Hoşgörü ile ilgili Hikaye Örneği (2)

Bir mahallede Ayşe teyze ile Hasan amca yan yana otururdu. Ayşe teyzenin “Boncuk” adında beyaz, sevimli bir kedisi vardı. Fakat Boncuk çok meraklıydı; sık sık Hasan amcanın bahçesine girer, çiçeklerin arasında dolaşırdı.

Bir gün Hasan amca, yeni ektiği çiçeklerin ezildiğini görünce sinirlendi. Elinde hortumla bahçeye çıktı:
— “Bu kedi yine benim çiçeklerime zarar vermiş! Artık yeter!” diye bağırdı.

Ayşe teyze telaşla geldi:
— “Ah Hasan Bey, çok özür dilerim. Boncuk niyet etmeden zarar veriyor, ben dikkat etmeye çalışacağım,” dedi.

Hasan amca, öfkeyle Boncuk’a baktı. Kedi masum masum mırlayarak çiçeklerin dibine oturdu. O sırada mahalleden küçük Elif söze karıştı:
— “Hasan amca, belki Boncuk oyun oynamak istemiştir. Onu affetseniz olmaz mı? Hem yeni çiçek dikebiliriz, ben de yardım ederim.”

Hasan amca küçük kızın sözlerinden etkilendi. Derin bir nefes aldı:
— “Aslında haklısın Elif. Çiçekler yeniden büyür, ama kalpleri kırarsak tamiri zor olur,” dedi.

Böylece Ayşe teyze ve Elif, Hasan amcaya bahçeyi düzeltmede yardım ettiler. Hasan amca da Boncuk’u sevmeye başladı. O günden sonra bahçenin kenarına küçük bir köşe yapıldı; Boncuk orada oynuyor, çiçeklere zarar vermeden keyifleniyordu.

Ve mahalle sakinleri bir kez daha gördü ki, hoşgörüyle yaklaşmak, sorunları dostluğa dönüştürebilir.


Hoşgörü ile ilgili Hikaye Örneği (3)

Okulda resim dersinde öğrenciler kâğıtlarını alıp öğretmenlerinin söylediği manzarayı çizmeye başlamıştı. Herkes rengârenk boyalarla çalışırken, sınıfın en sessiz öğrencilerinden Zeynep yanlışlıkla kolunu arkadaşının kâğıdına sürttü. Mert’in özenle çizdiği evin üzerine kalın siyah bir çizgi çekilmişti.

Mert öfkeyle kâğıdını kaldırıp,
— “Zeynep! Resmimi mahvettin!” diye bağırdı.

Zeynep’in gözleri doldu,
— “Ben istemeden yaptım, özür dilerim,” diyebildi.

Sınıf sessizleşti. Tam o sırada resim öğretmeni yanlarına geldi. Kâğıda baktı ve gülümsedi:
— “Biliyor musunuz, bazen hatalar en güzel sanat eserlerinin başlangıcı olur. Mert, şu siyah çizgiyi bir yol gibi düşün. Zeynep’in hatasını hoşgörüyle kabul ederseniz, birlikte çok güzel bir resim ortaya çıkarabilirsiniz,” dedi.

Mert önce biraz düşündü, sonra başını salladı. Zeynep’e bakıp gülümsedi:
— “Tamam, hadi beraber yapalım.”

İkisi birlikte çalışmaya başladılar. O siyah çizgi gerçekten de bir yola dönüştü. Yolun kenarına ağaçlar çizdiler, etrafına evler yaptılar. Resim dersinin sonunda öğretmenleri tabloyu tahtaya astı ve tüm sınıf alkışladı.

O gün Mert, hoşgörünün yalnızca dostluğu değil, hayal gücünü de büyüttüğünü öğrenmişti.


Hoşgörü ile ilgili Hikaye Örneği (4)

Bir mahallede çocuklar her akşam toplanıp boş arsada futbol oynardı. Aralarında en çok topa sahip olan Kerem vardı. Bir gün maç sırasında Ali yanlışlıkla çok sert vurdu ve Kerem’in yeni aldığı top dikenlerin arasına kaçıp patladı.

Kerem sinirle bağırdı:
— “Bu senin suçun Ali! Hep sen bozuyorsun oyunları!”

Ali çok üzüldü, başını öne eğdi:
— “Ben bilerek yapmadım Kerem… Çok özür dilerim. İstersen param biriktirip sana yeni top alırım.”

Çocuklar sessizleşti. Aralarından Elif söze girdi:
— “Kerem, hepimiz topunu kullandık. Ali tek başına suçlu değil. Hem birlikte para biriktirirsek kısa sürede yeni top alırız.”

Kerem, önce öfkeli olsa da arkadaşlarının gözlerine bakınca yumuşadı. Ali’nin üzgünlüğünü gördü ve içinden, ‘Eğer affetmezsem, hem oyunumuz hem de arkadaşlığımız biter’ diye düşündü.

Derin bir nefes aldı:
— “Tamam Ali, sana kızmadım. Hepimiz dikkatli olacağız. Yeni topu da birlikte alırız,” dedi.

Çocuklar sevinçle birbirine sarıldılar. O gün futbol oynayamadılar ama dostluklarının ne kadar değerli olduğunu anladılar. Kerem de öğrendi ki, hoşgörü kaybolan bir topu değil, kazanılan bir dostluğu daha değerli kılar.

Yazıyı Paylaş